Bu Blogda Ara

22 Aralık 2009 Salı

GERÇEK TÜRKÇÜLÜKTE "SONUN BAŞLANGICI" NİHAL ATSIZ'I TEK BIRAKIP TÜRKEŞ'İN CKMP'YE ÜYE OLUŞU




ALPASLAN TÜRKEŞ'İN CKMP’YE ÜYE OLUŞU.


Türkeş, eski Milli Birlik Komitesi (27 Mayısçılar) üyesi 14′lerden 9 arkadaşı ile 1964 yılında CKMP (Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi) kongresinde bu partiye katıldı.

1965 yılında genel başkan oldu.

1967 KURULTAYI

Kasım 1967 tarihindeki kurultayda Türkeş, komünizmi baş düşman ilan etti.

Türkeş’e “başbuğ” ünvanı verildi.

Yine bu kurultayda, ilk kez kimin yazdığı tartışmalı olan 9 Işık Doktrini ortaya atıldı.

Artık devrimci milliyetçiliğin 6 Ok’una karşılık, gerici milliyetçiliğin 9 Işık’ı vardı.

Türkeş’in “Davadan döneni vurun” sözleri, Milli Hareket Dergisi kapağında yer aldı.

CKMP “kışla gibi” bir partiye dönüşmüştü. Hitap tarzı “albayım binbaşım..” şeklindeydi.

Osman Bölükbaşı, gazetecilere “CKMP’de kılıç şakırtısından, çizme gıcırtısından binaya girmek bile mümkün olmuyor” diyordu.

Oysa çok geçmeden çizmenin yerini takunya, kalpağın yerini takke alacaktı.

1969 ADANA KURULTAYINDA PARTİNİN ADI MHP OLUYOR

1969 Adana Kurultayı’nda, partinin adı ve amblemi değişti.

Kendilerini “Türkçü” olarak adlandıran gurup, yönetimden uzaklaştı, ümmetçilerin egemenliği başladı.

Yani MHP, kuruluşundan itibaren “Türk-İslam Sentezi” adı verilen, ABD’nin önce “Yeşil Kuşak”, sonra “Ilımlı İslam” politikasına uygun bir biçimlenişle doğdu.

Bu kurultayda, Türkçüler (Bozkurtlar) ile İslamcılar (Hilalciler) karşı karşıya geldi.

Kendilerini “muhafazakar milliyetçi” olarak tanımlayan “Milliyetçiler Derneği” Genel Başkanı İsmail Hakkı Yılanlıoğlu, ve dernek üyeleri Ahmet Er, Acar Okanlar gibi isimler yönetimde etkin oldu. Osman Yüksel Serdengeçti, Necip Fazıl ve Hüseyin Üzmez gibi isimlerin etkisiyle İslami motifler öne çıktı.

Eski MHP Yozgat Senatörü Servet Bora, “Yılanlıoğlu bir gün partide Atatürk’ün resmini indirmişti, bu yüzden Muzaffer Özdağ ile tartışmıştı” diyor.

Parti amblemi olarak “Üç Hilal” seçildi, gençlik kolları Ülkücü Gençlik’in amblemi ise Bozkurt olacaktı.

Kurultayda “Atsızcılar” olarak bilinen ve 14′lerden Muzaffer Özdağ, Numan Esin, Rıfat Baykal ve Mustafa Kaplan tarafından desteklenen Türkçüler Derneği İstanbul Şubesi üyelerinin sayısı azdı. Bunlar Niyazi Adıgüzel, Kürşad Özkan, Mustafa Ok, Haluk Çay ve Ufuk Şehri öncülüğündeki gençlerdi.

Kürsüye çıkan Türkeş, NATO’yu övdü, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra dünyanın merkezinin Avrupa’dan Amerika’ya taşındığını, Ortadoğu ve Uzakdoğu’nun Sovyet yayılmasına karşı savunmasız kaldığını söyledi. ODTÜ’de Amerikan elçisi Kommer’in arabasının yakılmasını ve Amerikan 6. Filosundaki erlerin Dolmabahçe’de denize atılmasını sert bir şekilde eleştirdi.

(Necdet Pekmezci, Nurşen Büyükyıldız, “Ülkücüler”)

MHP’de artık en çok atılan slogan, “Tanrı dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslümanız” idi.

“MHP Genel Merkezinin önünde otobüsler birikmişti. Namık Kemal Zeybek’e sordum: ‘Bu otobüsler nereye gidiyor’ diye. Zeybek bana ‘Bizim gençleri Adıyaman Menzil Şeyhi’nin yanına gönderiyoruz, eğitilsinler’ dedi. Bundan sonra Ilımlı İslam’ın etkisi partide çok arttı. Hatta içimizde bazı arkadaşlar ‘Türkçülere vurulan kafir suçlamasından kurtulduk’ diye seviniyorlardı.” (Servet Bora anlatıyor)

Yeşil Kuşak Projesi (Büyük Ortadoğu Projesi’nden önde ABD’nin projesi buydu) ancak İslami motiflerle yürütülebilirdi. Bundan dolayı MHP milletvekili adayları artık Türkçü olmaktan ziyade tarikatlarla sıcak ilişkisi olanlar, hatta bizzat tarikat liderleri arasından seçilmeye başlandı.

“Bir gün bunu rahmetli Türkeş’e sordum. ‘Ne oldu bize, çizgimiz nasıl böyle değişti’ diye. Türkeş çok manidar bir yanıt verdi: ‘1971′den sonra olay bizi aştı. Dış etkilere mani olamadık” (Nihat Çetinkaya anlatıyor)

MHP - TÜRKÇÜ ÇATIŞMASI

Adana Kurultayı’nda Nihal Atsız taraftarları yolun sonuna geldi. Partide etkinlikleri kalmadı. MHP - Türkçüler Derneği çatışması başladı.

Atsız ve Türkeş arasında karşılıklı suçlamalar ve hakaretler sürdü.

1972 Türkçüler Derneği Kongresi’ni Atsız kazandı. Bir gurup MHP’li dernekten ihraç edildi.

1944 yılında Türkeş ile birlikte “Turancılık Davası”nda yargılanmış olan Atsız, ölene kadar Türkeş’le konuşmadı.

Türkeş, Atsız’ın cenaze törenine katılmadı.

MHP Eski İstanbul İl Başkanı Nihat Çetinkaya, “1970′den sonra parti içinde Türkçü düşünce, Atsız’ın kitaplarının okunması yasaklandı” diyor.

PARTİ İÇİNDE FETHULLAHÇI ÖRGÜTLENME

Türkeş’in Fethullah Gülen’i savunmasından sonra, parti içinde Fethullahçı örgütlenme güçlendi.

“Bugün Fethullah Gülen’in MHP içinde güçlü bir biçimde örgütlendiğini görüyoruz. Tabiri caiz ise, AKP nasıl ABD’nin emrindeki bir İslamı, “Ilımlı İslam”ı temsil ediyorsa, MHP de ABD’nin hoşuna giden “Ilımlı Milliyetçilik” yapıyor, ikisi de işbirliği yapıyor. MHP, Türk milliyetçiliğinden, Kemalist milliyetçilikten süreç içinde adım adım uzaklaşmış, ve bunu savunanlar da süreç içinde tasfiye edilmişlerdir. Ülkücü hareket bugün tamamen ümmetçi bir çizgiye çekilmiştir.

ABD İLE EN İYİ STRATEJİK ORTAKLIK

Gerçekten de, MHP’nin 2007 Seçim Bildirgesi, ABD ile en iyi stratejik ortaklığı yapmayı vaat ediyordu.

Yani MHP, BOP Eşbaşkanlığı’na adaylığını koyuyordu.

Zaten kurulduğu günden beri hep ABD yandaşı bir çizgi izlemişti. Amerikan milliyetçiliği.

Türk milliyetçisi gençler ise, partinin adına aldanarak Amerikan tuzağına düşüyorlardı bilmeden ve/veya bilerek!
++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

Ek.: Haluk Argun’dan bir yorum:

MHP MHP olmazdan önce Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi idi….o vakitler, o parti o isimle suni teneffüs halinde iken Türkeş MBK tarafından fazlaca “kurt” bulunup Hindistan’a sürgüne yollanmış idi….Ne zaman ki Türkeş’e orada “mission impossible” ekibi ile ABD müttefikimiz el attı..O zaman Türk Milliyetçiliği kavramı şimdiki AKP nin “Amerikan usulü İslam” kavramına “devşiriliverdi”….

Yani bizim müttefik bazen kurgular başbakan eder sürer sürülerinin başına, bazen kırmak, yok etmek istediği bozulmadan çıkış yapıyor ise, ona sonradan veya arada derede “el atar” ve kendinden yapar…Bu maalesef pek çok iradesi zayıf coğrafyada asker için de geçerlidir, sivil için de….

Neticede, bakarsın, “Our boys” der çıkar işin içinden “netekim”….!!

Amma velakin, ara sıra “Chavez” misali “infiltre “edemediği oluşumlar da oluyor..O neden, nasıl oluyor derseniz, Latin halklarının “Aztek-Maya” soylarının “yavşak soylar” ile karışmamış ve bozulmamış olmasındandır diyebiliyorum teorik olarak…

NOT: Alıntıdır.
Yazan: TOLES
˙Her Hakkım Saklıdır®™

BY_TOLES

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder