Bu Blogda Ara

29 Nisan 2011 Cuma

Adananın Kurtuluş Savaşındaki Ve Sonrasındaki Önemi



1915'te Avrupa Devletleri arasında başlayan 1. Dünya Savaşı kısa sürede tüm kıtalara yayılmış ve Osmanlı Devleti de bir şekilde bu savaşın içinde yer almak zorunda kalmıştır.
Yıllarca süren savaşın sonunda ittifak devletlerinin yenilgisiyle, zaten çökme sürecinde bulunan Osmanlı Devleti de yenilmiş sayılmış ve bu savaştan toprak kaybederek çıkmıştır. Diğer yenilen ülkelerin aksine Osmanlı Devleti topraklarında savaş bitmemiş ve eskinin imparatorluğu, yerini parçalanmış ve işgal altında bir Osmanlı'ya bırakmıştır. Galip devletlerden Fransa, Adana ve çevresini işgal planları kurmuştur. 1915'te yaşanan karmaşayı fırsata çevirerek Doğu Anadolu'da isyan çıkartan, bu isyan yüzünden çıkartılan Tehcir Kanunu sebebiyle Suriye'ye zorunlu göç eden Ermeniler'den 150.000'e yakını, 1918'de Adana ve Çukurova'yı işgal eden Fransız birliğinde yer alarak -Fransız eliyle- Adana ve çevresine yerleştirilmişlerdir. 1918, 1919 yıllarında Adana'da çok canlar yanmış, cinayetler ve toplu katliamlar yaşanmıştır. Sadrazam İzzet Paşa'nın, grup komutanı Limon Van Sanders'e gönderdiği bildiride "elindeki tüm komuta ve koordinasyon yetkisini Suriye Cephesi Yıldırım Orduları Komutanı Mustafa Kemal'e devretmesi" gerektiği yazıyordu. Bu bildiri üzerine 31 Ekim 1918'te görevi devralmak için Adana'ya gelen Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı'nın başlayacağı sinyalini o tarihte Adana'da vermiştir. Alman Komutan Limon Van Sanders'in "Yenildik... Bizim için her şey bitti" şeklindeki sözlerine; "Müttefikler için bitmiş olabilir ama bizi ilgilendiren savaş, kendi istiklalimizin savaşı, ancak şimdi başlıyor" sözleriyle karşılık veren Mustafa Kemal, gelecekten umutlu olduğunu ve kararlılığını bu konuşmayla göstermiştir. 11 gün Adana'da kalan ve gözlemlerini, fikir ve uyarılarını Genelkurmay Başkanlığı'na bildiren Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı'nın ilk emrini de Adana'da vermiştir. Verilen emir ise: "İskenderun'a çıkartma yapmayı düşünen İngiliz ve Fransızlar'a ateşle karşılık verileceği"dir Adanalılar, İstanbul Hükümeti'nin 23 Kasım 1918'de aldığı "Adana ve çevresinin boaşltılması"nı zorunlu kılan karara şiddetle karşı çıkmıştır. İşgalci güçler tarafından hunharca öldürülen, toplu katliamlara kurban giden binlerce Adanalı ve onlar gibi Kurtuluş mücadelesinde şehit düşen yüzbinlerce şehidimizi saygı ve rahmetle anıyoruz. Kurtuluş Savaşı şehit ve gazilerine şükran ve minnet borçluyuz. Verilen kayıplar rağmen yılmayan Adanalılar düşmana baş kaldırmış, çok büyük mücadeleler sonucu 5 Ocak 1922 tarihinde Fransızlar ve yanlarında getirdikleri Ermeniler Çukurova'dan kovularak, Adana düşman işgalinden kurtulmuştur. O günden bu yana her 5 Ocak'ta Büyük Saat ile Ulu Cami arasına büyük bir bayrak çekilir ve her taraf bayraklarla donatılarak Adana'nın Kurtuluşu tüm Adana'da coşkuyla kutlanır. Milli Mücadele başarıyla sonuçlanmış, ülke kurtulmuş, İstiklal Savaşı kazanılmış ve Mustafa Kemal Paşa 15 Mart 1923'te Adana'ya gelmiş ve şu sözleri sarf etmiştir: Bende bu vekayiin ilk hiss-i teşebbüsü bu memlekette, bu güzel Adana'da vücut bulmuştur. Atatürk'ün bu sözleri, Kurtuluş Savaşı'nın ilk tohumlarının Adana'da ortaya atıldığının en önemli kanıtıdır.

Adana'nın gururu, ulusal bağımsızlık ve egemenlik düşüncesinin Atatürk'ün kafasında oluşturduğu bir şehir olmasındandır.

Kurtuluş Savaşı ve Türk Devrimi'nin akışı içerisinde, Adana Atatürk'le bağlantılı birçok gelişme yaşamıştır. Mustafa Kemal 1. Dünya Savaşı'nın yenilgi ile biten acılı günlerinde, Adana'da bulunmaktadır. Suriye'den çekilen Yıldırım Orduları Grup Kumandanı olarak, mütarekenin ilk günlerini buradan izlemiştir. Türk ulusunu egemenliğe ve bağımsızlığa kavuşturma plânını burada tasarlamıştır. Bunu kendisi, Büyük Zaferden sonra 15 Mart 1923 günü Adana'ya ilk geldiğinde "Bende bu vakayiin ilk hissi teşebbüsü, bu memlekette, bu güzel Adana'da doğmuştur." diyerek açıklamıştır. Bu açıdan, Atatürk'ün zaferlerle dolu askeri ve siyasi hayatında, Adana'nın özel bir yeri vardır.
Adana'nın gururu, ulusal bağımsızlık ve egemenlik düşüncesinin Atatürk'ün kafasında oluşturduğu bir şehir olmasındandır. Bu gurur ve aynı zamanda mutluluğa eklenen diğer bir gelişme de, büyük zaferden sonra Mustafa Kemal'i ilk bağrına basan şehrin Adana olmasıdır.
Atatürk, İstiklâl Savaşı'nın zaferle sonuçlanmasından ölümüne kadar, Çukurova'ya yedi defa gelmiştir Bu gezilerinden Adana'da kalan sıcak anıları Çukurovalılar ılık yüreklerinde taşımışlardır.
Atatürk, yurt köşelerini gezerken, görüp geçen bir insan değil, karanlığın ötesindekileri gören, göremediklerini sezen bir yaradılıştaydı.


İzlenimlerinin tümünü ya o esnada verdiği direktiflerle ya da Ankara'ya döndüğü zaman değerlendirmekteydi.
Tarım, ekonomi ve sosyal nitelikteki sonuçları açısından da Atatürk'ün Çukurova seyahatleri, büyük değer taşımaktadır. Atatürk burada yaptığı konuşmalarında gericiliğin, bağnazlığın, bozgunculuğun yıkıcılığına değinmiş, milletimizin uygarlık ve çağdaşlık amacına yönelmesine, tekniğin değerini öğrenmesine ışık tutmuştur.
Sanatın ve sanatkârın önemine, bol üretimin gereğine, kültürün değerine, hemen her seyahatinde parmak basan Atatürk, dile, tarihe dair ilginç konuşmalar yapmıştır.


Mustafa Kemal'in 1923 Mart'ında Adana'ya yaptığı ziyaret, zengin anılarla doludur. O, Büyük Zafer'den sonra ilk ziyaretini Adana'ya yapmıştı, ölümüne neden olan son hastalığını hiçe sayarak, 1938 yılı Mayıs'ında yaptığı ziyaret ise Hatay'ı kurtarmak amacına yöneliktir. Büyük Zafer'den sonra onu ilk gören Adana, hastalığı sırasında son ziyaret ettiği yer de yine Adana, olmuştur.
 
NOT: BU YAZIYI GÜNÜMÜZE UYARLAYINIZ VE ÖZDEŞLEŞTİRİNİZ. O ZAMAN GÖRECEKSİNİZ Kİ ADANA TÜRKİYEMİZİN NERESİNDEDİR?
ALINTIDIR.
 
Yazan: TOLES
˙Her Hakkım Saklıdır®™

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder